“Okumayı Başlat” butonuna tıklayarak hızlı okuma testinizi, başlatabilirsiniz. Daha sonra “Okumayı bitir” butonu ile süreyi durdurup, karışınıza çıkan testi cevaplamanız gerekecektir.
00:00

Bir zamanlar bir ayakkabıcı hayli fakir düşmüş sadece bir çift ayakkabı yapabilecek derisi kalmıştı. Akşamleyin sabaha dikmeye yeteceği ne karar verdiği ayakkabıların derisini kesti, sonra dualarını okudu ve derin bir uykuya daldı.

Ertesi sabah uyanıp da çalışmaya, masasının başına oturduğu zaman akşam kestiği derileri dikilmiş, bitirilmiş olarak masasının üzerinde durmakta olduğunu gördü. Zavallı ayakkabıcı şaşırmıştı, ne diyeceğini bilemiyordu.

Ayakkabıları eline aldı iyice tetkik etti. Ayakkabılar o kadar dikkatle dikilmişti ki en ufacık bir iplik parçası bile görünmüyordu. Çok geçmeden ayakkabıcının dükkânına bir alıcı geldi. Ayakkabıcının verdiği ayakkabılardan o kadar memnun kaldı ki, onun istediğinden çok daha fazla bir bedel ödedi. Ayakkabıcı kazandığı para ile iki çift ayakkabı yapabilecek deri satın alabilirdi.

Ayakkabıcı aldığı deriden akşamleyin iki çift ayakkabı kalıbı kesti, sabahleyin dikmek için hazır etti. Yatmaya gitti. Ertesi sabah kalktığı zaman iki çift ayakkabı dikilmiş bitmiş olarak masasının üzerinde hazır buldu. Dükkâna da bol bol müşteri geliyordu. Hem de ayakkabıcının istediğinden çok daha fazla para vererek ayakkabıları alıyorlardı. Bu sefer ayakkabıcının dört çift ayakkabı derisi alacak parası olmuştu.

Ertesi sabah erkenden uyandığında gene ayakkabıları masanın üzerinde hazır buldu. Bu vaziyet böylece devam edip gitti. Ayakkabıcı akşamleyin kalıplarını hazırladığı ayakkabıları sabahleyin masasının üzerinde hazır buluyordu. Artık zengin olmuştu. Bir akşam ayakkabıcının aklına bir şey geldi. Yılbaşı’na 3 gün kalmıştı. Yemekten sonra karısına dönen ayakkabıcı “Gel bu akşam uyumayalım. Bu ayakkabıları kim gelip yapıyor anlayalım” dedi.

Karısı da ona uydu. Bir mum yaktılar. Köşedeki elbise dolabının içersine saklandılar. Gece yarısı içeriye iki küçük adam girdi. Gelip ayakkabıcının masasının üstüne çıktılar, hemen incecik parmaklarıyla itina içersinde dikmeye başladılar. İki küçük adam ayakkabıları bitene kadar durmadan dinlenmeden çalıştılar. Her şey bitince geldikleri gibi süratle ortadan kayboldular.

Ertesi sabah ayakkabıcının karısı “Bu iki küçük adam bizi rahata kavuşturdu. Onlara olan borcumuzu ödemeliyiz” dedi. “Zavallıların üzerlerinde hiçbir şey yoktu. Soğukta çırılçıplak çalıştılar. Ben onlara ufacık ceketler, pantolonlar yelekler çoraplar, şapkalar yapacağım. Sen de birer çift ayakkabı dikersin!”

Bu fikir ayakkabıcının da hoşuna gitti. Küçük adamlar için her şeyi hazır ettikleri zaman hepsini masanın üzerine koydular, kendileri de gene elbise dolabına saklandılar. Hediyelerinin nasıl karşılanacağını merak ediyorlardı.

Gece yarısı hoplaya zıplaya gelen iki küçük adam, masanın üstünde ayakkabı kalıpları yerine kendileri için hazırlanmış olan hediyeleri bulunca önce şaşırdılar sonra sevinçle ceketleri yelekleri pantolonları üzerlerine geçirmeye başladılar. Bir yandan da keyiflerinden şarkı söyleyip dans ediyorlardı.

O geceden sonra küçük adamlar bir daha hiç gelmediler fakat ayakkabıcı ve karısı ömürlerinin sonuna kadar refah içerisinde yaşadılar.